“Doğada spor”, kulağa ne güzel geliyor değil mi? Doğa, spor yapmak için insana güneşiyle, rüzgarıyla, sıcağıyla, soğuğuyla ve coğrafi özellikleriyle sonsuz kaynak sunuyor. Doğanın huzurlu enerjisi özellikle betonlaşmanın hızla arttığı kent yaşamında giderek daha fazla ihtiyaç haline geliyor. Tüm canlıların yaşam kaynağı olan doğa, insanlık tarihinden bu yana farklı spor dallarının ortaya çıkmasında başrolü oynuyor. Doğada yapılan sporlar indoor alanlara göre fiziksel ve psikolojik açıdan zindelik katarken bunun yanı sıra doğada olmaya bağlı farklı faydalar da sağlıyor.
Doğal ortamda herhangi bir spor malzemesi olmadan dahi gerçekleştirebileceğin doğa yürüyüşlerinin yanı sıra koşu, dağcılık, kampçılık, trekking, avcılık, sörf ve snowboard gibi sayısız doğa sporu yapabilirsin. Ancak doğada spor yaparken doğal yapı ile uyumlu olmaya da özen göstermelisin. Doğada yapılan spor faaliyetleri doğal eko-sistemin bozulmasına dolaylı ya da doğrudan etki ediyor.
Doğada Sporun Çevre Üzerine Etkileri
Toprağıyla, suyuyla, bitki ve hayvanlarıyla doğa sadece insanlar için değil tüm canlılar için yaşamın ana kaynağını oluşturuyor. Doğada gerçekleştirilen spor etkinliklerinin sürdürülebilir olması tüm dengenin korunmasını gerektiriyor. Giderek artan dünya nüfusuna bağlı olarak spor etkinliklerinde yaşanan yoğunluk artıyor. Kalabalık ve kontrolsüzce yapılan spor faaliyetleri doğal yaşamı zora sokacak etkiler oluşturuyor.Kalabalık spor faaliyetleri sırasında çevresel atıklar o bölgedeki doğal yapının kendini yenileyebilme sürecini olumsuz etkiliyor.
Toprak yollarda gerçekleştirilen yürüyüş, bisiklet, binicilik ve atv gibi aktiviteler zamanla zeminde erozyon oluşmasına neden olabiliyor.
Dağcılık için kayalar üzerinde yapılan işaretlemeler zamanla aşınmalara ve olumsuz sonuçlara yol açabiliyor.
Motorlu taşıtlardan kaynaklanan egzoz gazları hava kirliliğini arttırıyor.
Kamp alanlarında yakılan ateş yangın çıkmasına ve o bölgedeki canlı türlerinin ve yeşil alanların yok olmasına sebep oluyor.
Yaban hayat gürültü kirliliği sebebiyle bulundukları bölgeleri terk ediyor.
Kullanılan temizlik malzemeleri ve sabunlar su kaynaklarını ve toprak yapısını bozuyor.
Spor Yaparken Doğayı Nasıl Korumalısın?
Doğada spor etkinlikleri gerçekleştirirken doğal çevrenin bozulmaması sürdürülebilirlik açısından birincil derecede önem taşıyor. Kullandığın takviye gıdalar ve içeceklerin atıklarını çevreye bırakmamak yapılabilecek en basit işlemlerin başında geliyor. Bunun yanı sıra tekrar ambalajlanabilen gıdalar, outdoor alanlarda kullanabileceğin termos ve suluklar ile atık oranını en aza indirebilirsin.Farklı spor etkinliklerinde oluşturulan parkurlar için bulunulan bölgenin ekosistemine göre sürdürülebilir düzenlemeler yapmak gerekiyor. Parkurlar için doğal malzemeler kullanmak, hijyen için toprakta çözülebilen malzemeler arasından seçim yapmak doğadaki şartların korunmasına katkı sağlıyor. Doğanın dengesinin bozulmaması spor aktivitelerinin de sürdürülebilirliği anlamına geliyor.
Spor yaparken doğayı korumanın yanı sıra hem çevreyi temizleyip aynı zamanda kalori de yakabilirsin. İsveç’te başlayıp ülkemizde de trend haline gelen çevre dostu fitness da denilen plogging ile tanıştın mı? Bir yandan belirli bir tempo ile koşarken bir yandan yoluna çıkan plastik, teneke, cam atık ve çöpleri toplayarak doğayı koruyabilirsin.
Doğada Spor Yapmanın Faydaları
Açık havada olmak demek bol oksijen anlamına geliyor. Doğada yapılan spor kapalı alanlarda yapılan sporlara göre tüm hücrelerin bolca oksijen almasını sağlıyor.Güneşli günlerde vücudunun ihtiyacı olan D vitaminini doğada spor yaparken alabilirsin.
Doğa yürüyüşleri doğayı ve kendini keşfetmene yardımcı oluyor.
Adrenalin tutkunuysan zorlayıcı doğa koşullarında kendini test edebilirsin.
Doğada spor yapmak stresi azaltırken temiz hava ise bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Oksijene bağlı olarak doğada yapılan sporlar metabolizmanın hızlanmasına katkı sağlıyor.
Kapalı alanlarda randevulu ve kısıtlı zaman içerisinde spor yaparken doğada belirli bir saate bağlı olmamak özgür hissettiriyor.
Özellikle kış mevsiminde daha fazla kapalı alanda olmak depresyon riskini arttırıyor. Açık alanlarda yapılan spor depresyon riskini azaltıyor.
Açık havada spor yapmak, bulunduğun ortamın koşullarına göre hareket ederken mücadele ruhunu ve disiplin bilincini de geliştiriyor.
Çocuklar için açık havada spor, fiziki olarak gelişimlerini desteklemenin yanı sıra doğa sevgisinin ve doğaya karşı sorumluluk bilincinin oluşmasını da sağlıyor.
Spor yaparken doğada olmak kapalı alanlara göre daha fazla kalori yakımına destek oluyor.
Doğa, daha fazla hareket alanı, daha fazla zaman ve daha fazla seçenek sunuyor.
Doğada sadece spor hareketlerine değil, aynı zamanda çevreye de odaklanmak sporu sıkıcı bir rutin olmaktan uzaklaştırıyor.
Doğanın sayısız yararından uzun yıllar faydalanabilmek için sen de spor yaparken doğayı korumalı, doğal dengenin bozulmaması için gereken özeni göstermelisin.
Sağlıkla ve sporla kal!